
14 yaşındaki Ahmet, hayatını köklü bir değişime uğratacak bir dönemeçle karşı karşıya kalır. Babasının kararıyla, erkeklerin kaldığı bir dini yurda gönderilir ve sevgi dolu ailesinin yanından uzaklaşarak, soğuk, kurallarla çevrili bir dünyada kendini kaybolmuş hisseder. Artık çevresindeki her şey yabancı ve anlamını yitirmiştir. Babasının inanç temelli baskıları, Ahmet’in çocukluğunu ve hayallerini yavaşça yok etmeye başlar. Okul ve yurt arasında sürdürmeye çalıştığı zorlu denge, onu içsel bir boşluğa iter. Her geçen gün, kendini hiç bir yere ait olmayan, yalnız bir birey olarak bulur. Ancak, yurdun kıdemli öğrencisi Hakan ile kurduğu yasaklı dostluk, Ahmet’in dünyasını altüst eder. Bu dostluk, Ahmet’i kuralların dışına çıkmaya, özgürlüğünü keşfetmeye ve nihayetinde kendi hayatı üzerinde kontrol sahibi olmaya zorlar.