
1963 yazında, Buenos Aires’in kavurucu sıcakları bir anda yerini ölümcül bir beyazlığa bırakmıştır. Bu, sıradan bir hava değişimi değil; insanlık tarihine kazınacak bir felaketin habercisidir. Gökyüzünden yağan kar, temas ettiği her canlıyı saniyeler içinde öldürmüştür. Şehir, dakikalar içinde kaosa gömülmüştür. Juan Salvo ve ailesi, sıradan bir ziyaret sırasında bu ölümcül fırtınanın tam merkezinde kapana kısılmışlardır. Hayatta kalmak artık sadece bir umut değil, mutlak bir zorunluluktur. İlk iş olarak evlerini dış tehditlere karşı barikatlarla güçlendirirler. Ardından, oksijen tüpleri ve dalgıç maskeleriyle bu görünmeyen düşmana karşı hazırlık yaparlar. Çok geçmeden anlarlar ki bu kar, doğanın bir cilvesi değildir. Bu, gezegeni hedef alan ileri düzey bir istilanın ilk adımıdır. Kar taneleri, yabancı bir varlığın planlı bir saldırısıdır. Bu zehirli istilada milyonlarca insan ölmüştür. Kurtulanların tek seçeneği vardır: ya birlik olup direnmek ya da birer birer yok olmak.