
Yakın bir gelecekte büyük bir depremin meydana gelmesinin beklendiği Japonya’nın yoğun bir şehrinde günlük hayat, dışarıdan bakıldığında sıradan bir şekilde devam etmektedir. Ancak şehirde bulunan bir grup genç, yaklaşan tehlikenin farkındadır ve endişe ile yaşamlarına devam etmektedir.
Lise çağında olan bu gençler, zamanla birbirlerinden uzaklaşmış eski dostlardır ve yalnızca yaklaşan doğal olaydan değil, aynı zamanda kendi hayatlarında karşılaştıkları zorluklardan da etkilenmektedirler. Ailelerinin beklentileri, bastırılmış hisler, kimliklerini bulma çabaları ve geçmişteki yaralar, aralarındaki dostlukları ve bireysel alanlarını zorlamaya başlamıştır.
Kentte devam eden küçük sarsıntılar, yaklaşan felaketin bir habercisi gibi görünmektedir. Zemin aniden çatlayabilirken, ilişkiler de benzer bir kırılganlık sergileyebilir. Gençler, hem fiziksel hem de duygusal bir çöküşle yüzleşmek zorunda kalacaklardır.
Bu hikâye, bir doğal felaketin eşiğinde insan doğasının dengesizliği ve dayanıklılığı üzerine bir bakış açısı sunmaktadır.