
Yirmi yıl boyunca demir parmaklıkların ardında tutulan bir adam, özgürlüğüne kavuştuğunda eski hayatının izlerini aramak için doğup büyüdüğü kasabaya geri döner. Irkçılığa karşı çıktığı için cezalandırılmış, susturulmak istenmiştir. Ancak geri döndüğünde, değişmesini umduğu toplumun hâlâ aynı nefretle beslendiğini görür. Oğlu, aradaki yılların açtığı boşlukla bambaşka bir yola sapmış; öfkesini ve direncini boks ringlerine taşımıştır. Baba, kaybolan yılları telafi etmek ister. Ancak bu yalnızca bir baba-oğul hikâyesi değildir. Bu, derinlere işlemiş bir ayrımcılıkla hesaplaşma meselesidir. Artık susmak bir ihtimal değildir. Geri adım atmak seçenek değildir. Baba ve oğul, karanlıkla yüzleşmeyi ve onu yerle bir etmeyi hedeflemektedir. Mücadele başlatılmıştır ve bu kez yarım bırakılmayacaktır.