
Modern dünyanın karmaşası içinde kaybolmuş Shoo, görev bilinciyle yıllardır kimsenin ayak basmadığı, haritalardan bile silinmek üzere olan bir İrlanda köyüne gönderilir. Mesleği olan evde bakım görevliliğinin zorluklarını bilen Shoo, agorafobiyle mücadele eden yaşlı bir kadına bakmakla yükümlüdür. Ancak bu kadın sadece evine değil, geçmişine ve görünmeyen tehditlere de kapanmıştır. Komşularıyla hiçbir teması yoktur, evinin çevresine anlam verilemeyen semboller çizer ve geceleri anlaşılmaz dualarla kendini korumaya çalışır. Kadın, bir düğün gecesi peri benzeri esrarengiz bir varlık olan Na Sidhe tarafından kaçırıldığına kesin olarak inanmaktadır. Başlarda anlattıklarını akıl dışı bulan Shoo, zamanla onun korkularının etkisine kapılır. Kâbuslar, gece yarısı yankılanan fısıltılar ve camın gerisinde beliren siluetler, Shoo’nun gerçeklikle bağını koparmaya başlar. Kadının kuruntusu gibi görünen paranoya, kısa sürede Shoo’nun hayatını ele geçiren karanlık bir kabusa dönüşmüştür.