
Bir akademisten, anne ve mutlu bir eş olarak yaşamış olan Berna Tuna’nın ani kaybı, kocasının hayatında alışılmadık bir dönüm noktasına yol açacaktır. Akademik dünyada saygı gören bir isim olan Berna’nın ölümü, sadece bir yas süreci olmaktan çok daha fazlasına dönüşür. Macit, geçmişin derin travmalarından sıyrılmak zorunda kalırken, yıllardır ihmal ettiği kızı İpek’le olan kopuk bağları yeniden kurmaya çalışmaktadır. Bu, Macit’in önündeki tek umut ışığıdır. Ancak, Berna’nın ölümünden sonra geride kalan mirasa olan sıkı tutku, oğulları Alp ile asistanı Feyza arasındaki çıkar çatışmalarıyla tehdit altına girecektir. Her biri kendi payını savunmaya çalışırken, Macit’in yeniden umut bulma çabası yok olacak ve kendini hiç beklemediği bir çıkmazda bulacaktır.